Depremlerin Oluşması
Yerkabuğundaki kırılmalar nedeniyle ani olarak ortaya
çıkan titreşimlerin dalgalar halinde yayılarak geçtikleri ortamları sarsma
olayına deprem denir. Deprem, önlenemeyen bir doğa olayıdır. Yani deprem
tehlikesini yok etmek olası değildir, ancak depremden kaçınmak ya da deprem
nedeniyle meydana gelebilecek hasarları en aza indirmek olasıdır. Tehlikenin bertaraf
edilmesinin mümkün olmaması nedeniyle, depremin afete dönüşmemesi için diğer
doğa olaylarına göre çok daha dikkatli yaklaşım gerektirmektedir.

Üzerinde Yaşadığımız Litosfer ya da Taşküre Katmanının Konumu ve Genel Şekli
Üzerinde yaşadığımız yer kabuğu katmanı, litosfer/taşküre, sıcaklığı 1500 dereceden daha yüksek olan akışkan bir katmanın üzerinde bulunmakta olup, aşırı sıcaklık nedeniyle meydana gelen kırıklar nedeniyle parçalı bir yapıya sahiptir. Isı nedeniyle oluşan gerilmeler taş kabuğu parçalamakta ve bu nedenle kabukta oluşan kırıklar nedeniyle litosfer katmanı levhalara bölünmüş durumdadır. Şekilde de görüldüğü gibi çok büyük levhalar oluşmuş olup, büyük levhaların yanısıra çok sayıda küçük levhalarda bulunmaktadır. Bu levhalar akışkan katmanın üzerinde neredeyse sal gibi yüzmekte ve birbirleriyle sürtünerek, sıkıştırarak, altına girerek ya da üstüne çıkarak levha sınırları boyunca gerilimler oluşturmaktadır.

Litosferde Meydana Gelen Kırılmalar Nedeniyle Oluşan Levhalar ve Levha Hareketleri (a) Yerküre Yüzeyini Oluşturan Büyük Levhalar (b) Türkiye ve Çevresi Levhalar ve Levha Hareketlerini Gösterir Şema (Not: Okların Büyüklüğü Levha Hareketinin Göreceli olarak Daha Büyük Olduğunu Göstermektedir)

Dünya Üzerinde Meydana Gelen Büyük Depremlerin Merkez Üsleri, 1963-1998 (Epicantr) (Not. Depremlerin Merkez Üsleri ile Levhaların Sınırları Arasındaki Benzerlik, Yer Hareketlerinin Yer Kabuğu Levhalarının Sınırları Boyunca Meydana Geldiğini Göstermektedir)
İşte bu hareketler ya da itişme kakışma nedeniyle oluşan gerilimler arttıkça, fay adı verilen kırıklar boyunca ani hareketler meydana gelmekte ve bu ani oluşan hareketler nedeniyle de titreşimler oluşmaktadır. Bu titreşimler yer hareketi ya da deprem olarak adlandırılmıştır. Çok kısa bir sürede gerçekleşen bu hareket nedeniyle oluşan titreşimler dalgalar halinde yeryüzüne yayılmakta ve dalgalar yeryüzünde büyük deformasyonlara, şekil değiştirmelere, kırılmalara ve genel anlamda sarsıntılara neden olmaktadır.

San Andreas Fay Hattının Farklı Açılardan ve Kesitlerden Alınan Görünümleri
Bu hareketler nedeniyle yer kabuğunda oluşan kırıklara fay adı verilmektedir. Bu fay hatları boyunca da levhaların birbirleriyle olan dinamik ilişkileri (itişip/kakışmalar) nedeniyle ani hareketler ve dolayısıyla depremler/sarsıntılar/titreşimler oluşmaya devam etmekte, bu tür faylara da diri/aktif faylar adı verilmektedir. Geçmişte oluşan faylardan, üzerinde deprem oluşturacak kadar gerilim meydana gelmeyen ve dolayısıyla son 10 bin yıldır da deprem oluşmayan fay hatlarına da ölü/pasif fay hatları adı verilmektedir.

Türkiye Diri Fay Haritası, Son 10 Bin Yılda en Bir Adet Deprem Üretmiş Faya Diri Fay Denir, Resimde Sarı Çizgi ile Gösterilen Fay Hattı Kuzey Anadolu Fay Hattı Olarak Adlandırılır. Ülkemizdeki Fayların Büyük Kısmı Doğrusal/Yanal Atımlıdır, Özellikle Ege Bölgesinde ise Kuzey Ege Hariç Normal Atımlı Faylar Mevcuttur

Türkiye’deki Ana Fay Hatları ve Bu Faylar Üzerinde Oluşan Büyük Depremler
Faylar hareket türlerine göre sınıflandırılırlar. Eğer fay hatları üzerindeki hareket yatay ise bu tür faylara Doğru/Yanak atımlı faylar, düşey hareketlere maruz kalan faylara da Normal/Eğri Atımlı Faylar denir.

Ana Fay Hareketlerinin Gösterir Şema (Faylar Üzerindeki Hareketler Çoğunluklar Uzaklaşma/Yaklaşma ve Yanal Hareketlerin Farklı Oranlarda Birleşiminden Meydana Gelmektedir)
Fay hareketleri çoğunluklar hem yatay hem de düşey harekete maruz kalmaktadır, bu tür faylar da oblik faylar olarak adlandırılırlar. Yatay hareket üreten Doğru atımlı faylar çok büyük depremleri üretme kapasitesine sahiptirler. Ülkemizde büyük depremlerin meydana geldiği Kuzey Anadolu Fay Hattı doğru atımlı bir faydır.

Faylanma Tipleri, Ülkemizdeki Fayların Büyük Kısmı Doğrultu Atımlı Olmakla birlikte, Özellikle Ege Bölgesinde Normal yada Oblik Faylanma Bulunmaktadır.
Depremlerin büyük çoğunluğu fay üzerindeki hareketler nedeniyle meydana gelmektedir. Ancak, çok az da olsa depremler büyük yer altı mağaralarının çökmesiyle, volkanik patlamalarla ya da insan eliyle gerçekleştirilen büyük patlamalar nedeniyle de meydana gelebilir. Eğer depremler, fay hatlarındaki hareketlilik nedeniyle meydana gelirse, tektonik depremler olarak adlandırılırlar. Bir başka deyişle, depremlerin %90’ından fazlası tektonik levha hareketleri nedeniyle oluşan gerilmelerin aniden boşalması nedeniyle oluşmakta bu depremlerde tektonik depremler olarak adlandırılmaktadır. Volkanik depremler ise volkanlarda meydana gelen lav püskürmeleri sırasında oluşan patlamalar nedeniyle meydana gelmektedir. Bu depremler aktif volkanların bulunduğu bölgelerde etkili olurlar ve aktif yanardağ olmayan bölgeler de bu tür depremler de meydana gelmez. Türkiye de aktif yanardağ olmadığı için, volkanik depremlere rastlanmaz. Çöküntü depremleri ise çok daha nadir olup, oluşan depremlerin büyüklükleri de doğrusal atımlı tektonik hareketler nedeniyle oluşan büyük depremlere göre daha küçük olur.