Sevgili Gençler,
Mimarlık nedir sorusuna verilen yanıtın karşılığı çoğu zaman mimarlık, mühendislik ve sanatın kesişim noktası olarak tanımlanır. Aslında mimarlık bu tanımdan çok daha fazlası, hayatın kendisidir. Bizler çoğu zaman farkında olmasak da mimarlık barınmadan güvenliğe, eğitimden sanata, köyden kente kadar yaşamın bir parçasıdır. Bu nedenle mimarlık alanında başarı eğitimden ekonomiye, ekolojiden barınmaya kadar her alanda sorunların çözümünde önemli bir başlangıç olacaktır. Günümüzde modern toplum barınma, ulaşım, rekreasyon, altyapı gibi pek çok sorunla karşı karşıyadır. Bilim ve teknolojide meydana gelen gelişmelere rağmen metropollerin barınma, ulaşım, altyapı, rekreasyon vb. sorunları çözülememiştir. Hem ulusal hem de küresel çapta yaşanan bu sorunların çözümünde mimari meslek disiplinlerinin önemli katkısı olacaktır.
Dünya genelinde geleneksel usullerle ya da imar kurallarının dışında yapılmış binalar deprem, çığ, su ve toprak kayması gibi tehditler karşısında doğrudan toplumsal güvenliği tehdit etmektedir. Bir de buna gelişmiş ülke kentlerine plansız göç ve bunun sonucu ortaya çıkan kaçak yapılar eklenince, kentler büyük bir tehditle karşı karşıya kalmaktadır. Gelişmekte olan ülkelerin içinde bulunduğu düzensiz kentsel gelişme can ve mal kaybını da arttırmaktadır. Kentleşme süreçlerinin başarılı bir şekilde yönetimi, makro ölçekte kentlerin planlamasından mikro ölçekte binaların tasarımına kadar geniş bir alanda kent bilim kurallarının şehir ve bölge planlama meslek disiplini çerçevesinde uygulanmasıyla mümkündür.
Mimarlık insanın şimdi ve gelecekteki barınma sorununa salt teknik açıdan yaklaşmaz. O aynı zamanda mekânı biçimlendirirken insan gereksinimlerine uygun olarak fiziksel tasarımı sosyolojik, ekolojik ve psikolojik unsurları da dikkate alır. Diğer bir ifadeyle mimarlık mekânı inşa ederken, şehir ve bölge planlama kentleşme süreçlerini takip eder, peyzaj mimarlığı, doğayı matematikleştirerek doğaya saygılı bir biçimde insanın psikolojik ihtiyaçlarını da göz önünde bulunduran açık ve yeşil alanları tasarlar, iç mimarlık ise görsel etkinliği yüksek yaşanılabilir iç mekanlar oluşturur. Böylece mekân, mimarlık disiplinlerinin ortak katkısı ile toplumsal hayatı renklendiren ve insanların ruhsal dünyasına hitap eden önemli bir uğraş alanı haline gelir.
Kentlerimizin sanatsal ve estetik bir niteliğe dönüşmesi mimari ile ilgili meslek disiplinlerinin bir arada çalışmasını ve bir bilgi birikimini gerekli kılmaktadır. Bilgi birikiminden yoksun kentsel dönüşümlerin mekânın estetik ve sanatsal niteliklerden yoksun kalacağı açıktır. Hatta bu türden tasarımların çoğu zaman var olanın kopyasından öteye geçemediği, kente yeni bir şeyler katamadığı ve sorunları çözemediği söylenebilir. Siz gençlerin fakültemizde aldığı yenilikçi yaklaşımlar sayesinde ülkemizin mekân planlamasında daha üst basamaklara tırmanacağına yürekten inanıyorum. Bu başarı araştıran, sorgulayan, mesleğini etik sınırları içerisinde yürüten, örnek davranışları ile toplumsal alanda gözle görülür bir farkındalık yaratan öğrencilerimizin omuzlarında yükselecektir. Biz bu çerçevede derslikler, tasarım atölyeleri, laboratuvarları ile değişen ve gelişen dinamikler çerçevesinde eğitim müfredatını sürekli olarak güncel tutan ve dünyadaki gelişmeleri yakından takip eden Niğde Ömer Halisdemir Üniversitesi Mimarlık Fakültesi olarak bünyemizde barındırdığımız bütün meslek disiplinlerimiz ile mesleğini seçmiş olan siz gençlerin yetiştirilmesinde hazırız.
Sevgilerimle.
Prof. Dr. Selim KILIÇ
Dekan